29 Ağustos 2013 Perşembe

FİAT 500L İNCELEMESİ

         
Fiat 500L , efsane aracın large modeli. Aslında Fiat bu modeli çıkartmak zorunda kaldı. Fiat, 500 ün satış rakamları umulduğu gibi olmadı ve üretimden kaldırmak da istemiyordu. Orta yolu büyüterek buldu. Reklam filmi ise etkileyici olmuş ve insanların ilgisini çekmeyi başardı. Peki şimdi 500L satış rakamları ve insanların onun hakkında ki fikirleri nasıldır? Bayiden aldığım yanıtlar memnun olduklarını ve Türkiye şartlarında ilk satışların çok iyi olduğunu söylüyorlar. Dilerim ki bu efsane aracın satış rakamlarının istenilen seviyede olmasıdır.
        Araç dış tasarımda küçük 500 e benziyor ve ondan ödün vermiyor. Eski boyutlarına göre büyütülen araç 500 ün akla gelen küçük araç boyutlarında oldukça sıyrılmış. Ön tarafın geniş görüş alanı sunması, ferahlatıcı havası ile sürüş zevki sağlıyor. Sınıfının en büyük cam tavanına sahip olması rakiplerine karşı bir avantajı. Sınıfında ki en büyük bagaj hacmine de sahip bulunuyor ve 500 denildiğinde küçük bir hacim yerine bu araçta tam tersi bir durum var. Tatile çıkarken aracın bagaj hacmini düşünmenize gerek kalmıyor. Aslında araç tasarlanırken her kesim ve tüm amaçlar düşünülmüş gibi duruyor. Geliştirilmesi gereken bazı durumları yok değil.Onlara da sırayla değineceğim. Kişiselleştirmeyi ön plana çıkartmaya çalışan firma, 9 farklı renk seçeneği 3 farklı cam tavan, 17" alaşım jantlar ile bunu sunuyor. Keskin hatlar yerine yuvarlak hatlar ile araca karşı bir sempati hissettiriyor.  İçeri girdiğiniz de kaliteli bir işçilik sizleri karşılıyor. İçeride rahat hareket edebiliyorsunuz. Sürücü koltuğuna oturduğunuz da uzun zamandır arabanın sahibi sizmişsiniz gibi bir hava ortaya çıkıyor.Geniş bir iç mekan misafirleriniz için ayarlanmış. Gösterge panellerini rahatlıkla görebiliyor ve kontrolleri rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Otomatik viteste F1 tarzı vites konsolu pek hoş olmamış ama idare eder. Kullandığım araç manuel olduğundan otomatik vites konforu hakkında birşey söyleyemeyeceğim. Orta konsolda bulunan dokunmatik ekran ise küçük ama işlevsel duruyor. İç dizayn müşterilere genç ruhu hissettirmeyi başaran bir çalışmaya sahip aracımız, çift renkli döşemeleri ile dikkatleri çekiyor. Koltuklar oldukça rahat ve sizlerin yukarı da sürüş yapmanızı sağlıyor .
        Fiat motor teknolojisinde küçük motorlar üzerine çalışmalar yapmakta ve bunu da başarıyla devamlı geliştirmekte. Bu motorlar yakıt dostu olmasıyla beraber çevre ve çep dostuda. Fakat araçlarını geliştiren Fiat araçlarını büyüttükçe motorlar aynı kalıyor ve küçülüyor. Bu da araçtan istenilen verimin alınmasını engelliyor. Test ettiğim araç 1.6 105 Hp gücüne sahip motora sahipti. Çekiş gücü iyi olmasına rağmen düşük hızlarda vites atma isteği doğuyordu. Tabi böyle olan motor da kendi sınıfında en az yakıt tüketimi ile liderliğini korumaktadır.1.6 nın torku yine normal olmasına rağmen diğer motorları alanların nasıl bu arabadan keyif alacaklarını sorgulamak zorunda kalıyorum.
     Fiat 500L, gençleri etkilemek isteyen firma daha çok orta yaş grubunu etkilemeyi başarmış. Ayrıca kullanım kolaylığı ve sürüş zevki açısından bayanların ilgisini çekiyor. Sürüş zevki diğer fiat modellerine göre çok daha iyi. Ancak 1.6 motor kullanıldığında bu zevkin çıkartılacağını düşünmekteyim. Düşük motor hacimlerinde bu zevk ve konforun belki de bulunması zorluk çekilecektir. Peki fiyatının arabası mı diye soracak olursanız. Alırken ki amacınız ile tartışılır. Çünkü fiyatı 56 bin TL olan aracın rakipleri ile arasında fark bulunmakta.Bu fiyata bir çok markanın modeli olmakla beraber rakiplerinin fiyatlarına göre yüksek kalıyor. Yalnız ben görünüşe ve konfora önem veriyorum. Fiat ın bu güzel ayrıca kendini sevdiren arabasını istiyorum diyorsanız kesinlikle pişman olmayacaksınız. Sanki bir başka aracı anımsatan yapısı yok değil. Tahmin edeceğinizi düşünüyorum. Şimdiden alacaklara hayırlı olsun.
Güzel bir reklam filmi

Hasan Kara
hasankara91@gmail.com
http://www.tasitteknolojileri.com/

15 Ağustos 2013 Perşembe

SUBARU FORESTER 2013 İNCELEMESİ


SUBARU FORESTER
Subaru Forester
             Subaru denildiğinde aklımıza direk, boksör motor, impreza ve yüksek yakıt tüketimi geliyor. Şuanda herkes için önceliğin yakıt tüketiminde verimlilik esas olduğu için, bu marka uzun zaman tutulmadı. Şuanda araçları eskisi gibi yüksek yakıt tüketimi verilerine sahip midir? Yeni araçların test verilerine bakıldığında eskisi gibi yüksek yakıt tüketimine sahip olunmadığı görülüyor. Subaru bunu AR-GE çalışmalarına ve teknolojinin nimetlerinden yararlanmasına borçlu. 
Subaru Impreza 
           Subaru Forester sınıfının diğer araçlarından fiyat bakımından uygun olması yanında, bir çok testte diğerlerini ya geçiyor ya da kafa kafaya yarış çıkartıyor. Ülkemizde Subaru hakkında ki düşünceleri yıkacağını düşündüğüm bir araç olarak görmekteyim. Araç size istediğiniz her konforu sunmakta ve sizlere bir güven aşılıyor. Direksiyonu elinize aldığınızda, bir uçak kabini izleniminden uzak bir araba kabini izlenimi veriyor. Uçak kabini tarzı yapılan otomobillerin, sürücüye otomobil hissi vermediği kanaatindeyim. Bu özelliği sayesinde ilk başta arabadan hoşlandım. Gaza bastığınız anda direk sizi öne atıyor ve hadi gidelim dercesine bir turbo sesiyle sesleniyor. Atak yapısını, boxer motora borçlu. Motorun yatay olması, aracın ağırlık merkezini aşağıda yer almasını sağlıyor. Ağırlık merkezinin yere yakın olması aracın virajlarda rahat dönüş almasına ve devrilmelerin önüne geçmekle sürücünün yola hakimiyetini artırıyor. Bu özellik sayesinde virajlara rakiplerinden daha hızlı girip bir adım öne geçiyor.
Simetrik Sürekli Dört Çeker
        Subaru da kullanılan simetrik sürekli dört çeker teknolojisi, aracın daha dengeli hareket etmesini ve aracı rahat kontrol ederek sürüş güvenliği sağlıyor. Subaru bu sistemi eskiden beri kullanmakta ve her sene geliştirmeye devam ediyor. Sistem bizlere dört tekerinde aynı oranda gücü almasını ve bu gücü yola aktarmasını sağlıyor. Bazı durumlarda ve modellerde bu oranlar değişmektedir. Aslında sürekli eşit bir dağıtımdan söz etmek mümkün değildir. Hemen bu duruma aldanmamak lazımdır. Yalnız Subaru bu sistemin öncülerinden ve en iyi uygulayanlardan biridir. Araçlarında uyguladığı bu sistem sayesinde; tüm yol şartlarında sürücüye büyük kolaylık sağlıyor. Ani durumlarda hızlı bir şekilde tekerlekler tepki vermekte ve tehlikenin üstesinden gelmemize yardımcı oluyor. 

          Subaru denildiğinde akla ilk gelen motoru boxer motor teknolojisi (boxer motor teknolojisi Karl Benz tarafından geliştirilmiş ve patenti ona aittir) , motor yatay yerleştirilmiş pistonların karşılıklı hareket etmesinden ismini almaktadır. Pistonlar hareket ettikçe, parçalarda titreşim meydana gelmektedir. Bu titreşim hareket yönünün tersine oluyor. Boxer motorda pistonlar karşılıklı dizildiğinden bu titreşimler azalıyor. Motorun yatay olması aracın ağırlık merkezinin de yere yaklaştırılmasına yardımcı oluyor. Aracın daha istikrarlı bir dengeye sahip olmasına ve yanal hareketlere karşı direnç oluşturmasına yardımcı oluyor. Titreşimin az olması motorun daha fazla dayanmasına ve güvenilir bir performans elde etmemizi sağlıyor. Bu motor bu kadar yararı var iken neden diğer firmalarda kullanmıyor diyebilirsiniz. Bunun sebebi motorun sürtünme katsayısının diğer motorlara göre yüksek olmasından kaynaklanıyor. Sürtünme katsayısının fazla olması, pistonların ömürlerinde kısalma olması ve pistonlarda ki aşınmalar ile motorun ciddi zararlar ile karşı karşıya kalmasına sebebiyet verebiliyor. Yatay yerleştirilen pistonlardan gücü elde edebilmek için, dikey yerleştirilen pistonlara oranla daha fazla enerji, enerji içinde daha fazla yakıt gerekmektedir. Bu sebepledir ki fazla yakıt tüketim oranları ile karşılaşıyor. Bu sebepler boxer motorun önemini azaltmıştır. Subaru ise geliştirdiği dizel turbo motorlar ile bu oranları aşağı çekiyor. Eskiden kalma bir yara olsa gerekiyor ki, boxer motor denildiğinde fazla yakıt tüketimi ilk akla gelen cümle oluyor. İleride bu kara leke belki de tarihe karışır.
Boxer Motor



       Teknolojinin nimetlerinden yararlanıyor demiştik. Bu teknoloji nimetlerinden en iyi örneğini, CVT şanzıman diyebilirim. CVT şanzıman sayesinde sınırsız vites değişimi ile vites değişimlerinde oluşan yakıtın önüne geçiliyor. Subaru en az yakıt tüketimi için seçtiği bu şanzımanın az da olsa katkısını görmekteyiz. Ön süspansiyonlar, arka süspansiyonlara göre daha sert imal edilmiştir. Yol koşullarında araçta en az sarsıntılı şekilde hareket edebiliyor.Aracın üç çeşit sürüş modu bulunmaktadır. 
CVT Şanzıman

Bunlar ;
  • S#(Sport Sharp Modu)
  •  S(Spor Modu)  
  •  I(Akıllı Mod) 


        Güvenlik konusunda araç EURO NCAP testinden 5 yıldız almayı başarmıştır. Çarpışma anında motorun düşmesi sağlanıyor ve araç içerisinde ki zarar görmesi azalıyor. Güvenlik önemleri konusunda bu belirttiğimiz ayrıntıların dışında önemli bir ayrıcalık göremedik.
Halka Şeklinde Güçlendirme Çevresi
        Araçta kullanılan malzemeler kaliteli ve işçiliği sağlam görünüyor. Birçok ayrıntı ve yardımcı gözenekler bulunuyor. Aracın bir aile arabası olarak geniş bir bagaj hacmine ve çocuklar için yardımcı ekipmanlara sahip. 

       Görünüm bakımından 4*4 olmasının verdiği bir asabiyet görünmektedir. Bu asabiyet çelik gözlü Japonlara ait olduğunu düşünüyor. Bir Japon esintisi görünmektedir. Sert çizgilere ve kaslı bir yapıya sahip, kendini direk trafikte belli edecek şekilde tasarlanmış.

Tanıtımı
        Alacak kişilere şimdiden hayırlı olmasını dileriz. Bizler tarafından beğenilen aracın reklamının diğer firmalara göre geri kaldığı ve tanıtımına daha çok yer verilmesi gerektiği düşünülüyor. Eski tabularını yıkan Subaru bunu genele ulaştırmadıktan sonra güzel satış rakamlarına ulaşması biraz zor gibi geliyor. Ayrıca motor konusunda bir çok ustanın yetişmesi gerektiği ve bunların da her ilde olmasa bile nüfusun fazla olduğu yerlerde olması gerektiği görüşündeyiz. Çünkü usta azlığı ve değişik bir motor tarzı tamirinde sıkıntı çıkartıyor. Subaru farklarından biri de Japonya dışında üretim yapmaması.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

ACT Nedir?

ACT (Aktif Silindir Yönetimi) Nedir?
                Eskiden araç alınırken büyük motor; büyük güç demekti ve herkes bu tür araçlara yöneliyordu. O zamanlar benzin fiyatları bu kadar yüksek fiyatlarda değildi.Şuanda devir ekonomi devri ve herkes en az yakan ama en iyi performansı  veren otomobilleri almakta. Bu sebepten dolayıdır ki, firmalar AR-GE yatırımlarını bu yönde yapmaktadır. En az yakıt tüketimine sahip, en az çevreye zarar veren araçlar günümüzde popüler olmaya başlamıştır. Piyasaya baktığımızda en çok satan araçların da düşük hacimli araçlar olduğunu görmekteyiz. Firmaların bu yöndeki çalışmalarından ortaya çıkan bir motor çeşidi, ACT sistemine sahip motorlardır. Benzinli motorlarda kullanılan bu sistem, en büyük rakibi dizel motorlu araçlardır.Dizel araçlara göre ucuz olan bu motora sahip araçlar piyasada ilgi uyandırıyor. İnsanlar yine de yeni  motor olması ve hakkında pek bilgi birikimi olmadığından, motorları çekimser karşılamaktadır.
            Volkswagen tarafından geliştirilen bu motor, düşük yakıt tüketimi ve performansı bir arada sunan aktif silindir yönetimi sayesinde, 2.ve 3. silindirleri gerek olmadığında otomatik olarak kapatmakta ve çalışmalarını engellemekte. Bu olay ne zaman gerçekleşiyor? Araçta belli değerlerin altında seyir halindeysek sistem otomatik olarak çalışmaktadır. Aracımızın 250Nm maksimum torkun 100Nm ve daha düşüğünü talep ettiğimiz durumlarda ve 1.250 ile 4.000 dev/dk arasında, saatte 130 km/sa hızın altında, 2 ve 3 numaralı silindirler kapanır. Şimdi bu olay nasıl gerçekleşiyor? Aslında basit gibi duran ancak zor bir sistem geliştirilmiş. Egzoz ve emme supaplarını kumanda eden kam (egzantirik) milini 0 dereceli bir noktaya iterek yapar ve bu olayla beraber yakıt enjeksiyonu ile buji ateşlemesi de kesilir. 2. ve 3.  pistonlar sabit bir şekilde durur, çalışmazlar. 1. Ve 4. pistonlar çalışmaya devam ederler ve araca gerekli gücü sağlar.
            Bizlere yüksek tork, veya hız lazım gerekli oldu. Yani 4 silindirin de çalışmasını istiyoruz. 2. ve 3. silindirlerin de aktif olması gerekmektedir. Bu durumda ortalama 11ms içinde (krank mili 1.5 tur attığı anda ) çalışması istenilen silindirler sarsıntısız ve hissedilmeyecek şekilde devreye girer. Araç tekrar motorun 4 pistonundan  gücü almaya başlar.

            Peki bize bu silindirlerin kapalı kalması ne kazandırdı. Silindirlerin kapalı kalması bizlere yakıt tüketiminde tasarruf sağladı. Volkswagen sitesinde yazılan, NEDC normlarına göre 0.4lt/100 km daha düşük tüketim denilmektedir. Bu sistemin ileride geliştirilerek dizel araçlara rakip araçların ortaya çıkacağı görülmekte. Çekimser duran insanların ilerde belki de bu araçlara talep gösterecektir. Belki de bu sistemi dizel araçlarda da uygulanmasıyla elektrikli araçlara olan ilgi bir süre durabilir ve elektrikli araçların yaygınlaşması süresi uzar. Şuanda elektrikli araçların bir çok sorunu bulunmakta olduğu göz önüne alındığında neden olmasın ? 

Sistemin Çalışma Animasyonu

4 Ağustos 2013 Pazar

Blow Off Valve? Turbo Malzemeleri ?

Blow Off Valve ?
Piyasada bu valf çeşidi ve türü çoktur. Blow-Off Valve, Dump Valve,Boost Recirculating Valve,Pop-Off Valve herkesin bildiği Cuf-Cuf sesli Valf. Bu valfin içerisinde piston veya diyafram şeklinde kapak bulunan bir musluktur. 
Turbo şarj , amacı gereği dakikalarda yüksek devirlerde dönerek silindir içerisine daha fazla hava girmesini sağlamaktadır. Egzoz gazı ile hareket kazanmaktadır. Araç her zaman aynı devirde devam etmemektedir. Vites değiştirmek için ya da frene basmak için bile gazdan ayağımızı çekeriz. Bu sırada gaz kelebeği kapanır ve turbo havayı motora yollayamadığından ters basınca maruz kalarak pervaneler bir anda yavaşlar. Şehir içi kullanımda bu olay sık aralıklarla meydana gelmektedir.zun süre basıncın turboya gelmesi, şaftın bulunduğu yatakları etkileyecek,şafta bozukluk,balans bozukluğu yapacak. Ayrıca turbo lag meydana getirecektir.
Turbonun gönderdiği hava geri gelir ve turbo rotorunun terse dönmesine neden olur. Bizler tekrar gaza bastığımızda turbonun devreye girmesinde gecikme olur. Turbo rotoru terse dönmektedir ve durup tekrar ileri doğru dönüp havayı basmak zorundadır. Bu olay turbo log(gecikme) olarak adlandırılır.
Oluşan basıncın zararını engellemek için, intercooler çıkışına bir valf koyuluyor,bunu manifolda referans edilip, manifold da gaz kelebeğinin kapanması ile oluşan vakumla bu valfi açarsak, hala dönmekte olan turbonun yarattığı basıncı geri dönmek yerine buradan çıkmaktadır.  Bu sebeplerden dolayıdır ki ,blow off valve geliştirilmiştir. Turbo lag zamanı ne kadar kısa olursa o kadar kısa sürede yeniden hızlanırız. Blow off valfi kelebekteki emişi algılar ve bir valf açarak aşırı basıncı bu valf vasıtasıyla atmosfere ya da valfin türüne göre kademeli olarak atmosfere bırakır. Bu sırada cuff cuff sesi çıkar ve bir çok insanın hoşuna gider. Çoğu gencin hoşuna giden bu ses sürekli tekrarlandı mı turbolarına aşırı yüklenme oluyor ve uzun vadede sorunlar ortaya çıkartıyor.  Valfin havaya yolladığı basınçlı hava sayesinde turbo türbinleri eskisi gibi dönmeye devam eder ve gaza bastığımız da turbo bıçakları döner durumda olurlar ve Turbo Lagı azaltılır.
Peki şimdi biz gelen gazın geri gitmesini istedik ve başardık, bu sırada bizlere yine yanma olayı için bir miktar da olsa hava lazım. Bunu da bypass kanalarıyla sağlamaktayız. Emme manifolduna gelen hava bizler için yeterli olmaktadır. Bazı firmalar ise turbodan atılacak olan gazın bir kısmını geri turbonun arkasına göndererek bunu sağlamaktadır.
Siz eğer ben cuff sesini duymak istiyorum, aracımdan zevk almak istiyorum. Geri havanın gelmesi benim için önemli değil diyorsanız, ani bir zengin karışımla karşılaşırız. Bu da bizlerin cebinden çıkacak fazla para demek oluyor. Tercih sizlerin.

Blow Off Valve Sesi:

NOT:http://www.tasitteknolojileri.com/2013/04/21/turbosarj-nedir/ Aşağıyı okumadan makaleyi okumanızı tavsiye ediyorum. 
Turbo şarj parçaları:

Turbo 6 temel parçadan oluşmaktadır.

1.  Egzoz Salyangozu (Turbine Housing): Turbonun egzoz manifolduna bağlı,yüksek sıcaklıklara dayanıklı olan parçasıdır. Soğutmalı tipleri de bulunmaktadır.
Egzoz Salyangozu 

2.  Gövde (Bearing Housing): Turbonun orta kısmında yer alır ve imal edildiği malzeme egzoz salyangozuyla hemen hemen aynıdır. Salyangozları bir arada tutar ve yağ giriş çıkış delikleri bulunmaktadır. İç kısmı yağlama kolaylığı açısından kanallı bir yapıya sahiptir.



Gövde
3. Emme Salyangozu (Compressor Housing): Turbonun hava emme manifolduna bağlı olduğu kısmı çok yüksek sıcaklıklarla karşılaşmadığından egzoz salyangozu kadar güçlü alaşımlar yerine alüminyumdan üretilmiştir.

Emme Salyangozu

4. Emme Pervanesi(Compressor Wheel): Yapısı alüminyumdur en ufak bir yabancı cisimle karşılaştığında pervanenin hasar görmesine ve dengesinin bozulmasına yol açar. Motora basınçlı havayı ileten pervanedir.

Emme Pervanesi

5. Milli Pervane(Shaft and Wheel): Sürekli burulma momentine ve aşırı ısıya maruz kaldığından nikel alaşımlı çok sağlam malzemenden yapılır. Mil pervaneye özel ısıl işlemle kaynatılır ve ikisi birbirinden ayrılmaz. Egzoz gazının hareket enerjisinin dönme enerjisine dönüşümünü sağlayan aktarma organıdır.
Milli Pervane
6.  Segmanlar, contalar, vidalar ve malzemeler.

Segmanlar,Contalar,Vidalar ve malzemeleri
Intercooler
Aşırı doldurmalı motorlarda sıkıştırma işlemi,basınçla beraber sıcaklığı da artırır. Dolgun havanın yoğunluğunu azatlara volümetrik verimin artırır. Buna bağlı olarak, motor gücünde azalma görülür. Bizler ise havanın yoğunluğun fazla olmasını istemekteyiz. Çünkü havanın yoğunluğu artarsa silindirin içine de o kadar çok havayı sıkıştırmış oluruz. Kompresör çıkışı ile silindir girişi arasında soğutulması gerekir. Bu soğutma, aynı zamanda sıkıştırma başı sıcaklıklarının,dolayısıyla genel sıcaklık seviyesinin yükselmemesi için gereklidir. Bu soğutma işlemi, “intercooler” olarak isimlendirilen bir ara soğutucu ile gerçekleştirilir.

            Böylece hava miktarında artma ve soğuma temin edilerek;
            -Yakıt ekonomisinin geliştirilmesi
            -Motor gücünün artırılması,
            -Motor dayanıklılığının arttırılması,
            -İyi bir yanma ile motor gaz emisyonlarının azaltılması,özellikleri iyileştirilmiş olur.

Intercooler
           
İntercooler yapısı:

1.    Hava kazanları
2.    Tüpler(Hava kanalları)
3.    Kanatçıklar (Finiler)
Hava kazanları,giriş ve çıkış kazanları olmak üzere iki kısımdan oluşur. Kazanlar havanın tüplere eşit dağılımını sağlayabilmek için giriş ve çıkış noktalarına doğru yapılır. Havanın,içinden geçerek üzerindeki ısının kanatçıklara verilmesini sağlayan kanallara, tüp ve iki kanatçık arasına bir tüp gelecek şekilde dizayn yapılır. İyi bir ısı transferi için türbülans oluşturması için tüplerin iç kısımlarına kanatçıklar yerleştirilir.Tüp üzerindeki ısıyı iletim yolu ile alarak havanın soğutulmasını sağlayan elemanlara ise kanatçık denir. Kanatçıkların yüzey alanı ne kadar büyük ise hava ile temas eden yüzey o kadar büyüktür. Havanın daha çabuk soğumasına yardımcı olacaktır.

İntercooler çeşitleri:

1.    Hava soğutmalı
2.    Su soğutmalı 

 TURBO ÇALIŞMA MEKANİZMASI ANİMASYONU