25 Temmuz 2013 Perşembe

FMEA(Hata Türleri ve Etkileri Analizleri)

FMEA NEDİR?
FMEA, İngilizce “ Failure Mode Effect Analysis” kelimelerinin baş harflerinden oluşmuş ve kalite literatüründe artık bir kelime olarak kullanılmakta olan kısaltmalarıdır. Türkçe’ye “Hata Modu Etki Analizi” olarak çevrilmiştir. .  FMEA ile ; insanların,makinaların, malzemelerin,yöntemlerin ve benzer ürün veya hizmet faktörlerinin istenen performans ve özellikleri ortaya koyamaması sonucu ortaya çıkan istenmeyen değişiklikleri gidermek ve ortadan kaldırmak için işlemler oluşturulmaktadır. Bu şekilde bir çok maliyetten kaçınılmaktadır. Bu sürecin uygulanması sayesinde ürünün güvenirliği sağlanmaktadır. Ayrıca müşteri tatminini sağlamakta etkisi çok fazla olan bir faktördür. Bu sayede şirket maliyetlerinde önemli sayılacak bir tasarrufa gidilecektir.
Hata türleri ve etkileri analizi; bir sistemin potansiyel hata türlerini analiz etmek için hataları olasılıklarına ve benzerliklerine göre sınıflandıran bir ürün geliştirme ve operasyon yönetim prosedürüdür. Başarılı bir hata türü analizi işi, benzer ürünlerin veya proseslerin geçmiş deneyimlerine dayanarak hata türlerinin tanımlanmasına yardımcı olur, bu hataların sistemden minimum kaynak kullanımı ve çabayla atılmasını sağlar ve bununla beraber geliştirme zamanını ve maliyetini düşürür. Genellikle üretim sektöründe ürünlerin çeşitli aşamalarında kullanılmakla beraber hizmet sektöründe de kullanılmaktadır.
TARİHÇE
Bu modern imalat sisteminin yapısına uymamaktadır. Günümüzde tüketici malları üreten imalatçılar müşteri  güvenliği ve memnuniyeti gibi yeni öncelikler belirlemişlerdir. 1988  yılında Uluslar arası Standartlaştırma Örgütü iş yönetim standartları üzerine ISO 9000 serisini ortaya çıkarmıştır. ISO 9000 standardının gerekleri işletmeleri, tüketicinin istekleri, gereksinimleri ve beklentileri doğrultusunda Kalite Yönetim Sistemleri geliştirmeye itmiştir. ISO 9000’in otomotiv sektöründeki karşılığı olan QS 9000, bu alanda faaliyet gösteren firmalar kalite sistemlerinin standartlaştırma çabasına sokmuştur. Bunun için otomotiv sektöründe ki firmalar, Hata Türü Etki Analizi’ni de içeren İleri Ürün Kalite Planlaması (Advanced Product Quality Planning- APQP) uygulamakta ve Kontrol Planı oluşturmaktadır.
Şubat 1993 ‘te Otomotiv Endüstri Faaliyet Grubu (AIAG) ve Amerikan Kalite Kontrol Topluluğu (ASQC) endüstri çapında Hata Türü ve Etki Analizi standardı oluşturmuştur. Bu standart HTEA yapısı QS 9000 standardının geliştirilmesinde işbirliği yapan Chrysler,Ford ve General Motors şirketleri tarafından kabul edilmiştir ve desteklenmektedir.
TÜRLERİ
1-      Tasarım FMEA: Potansiyel veya bilinen hata türlerini tanımlayan, ilk üretim gerçekleşmeden hataların tanımlanması ve düzeltici faaliyetlerin uygulanmasını sağlayan bir yöntemdir. Tasarım aşamasının başlarında sistemlerin, alt sistemlerin analizinde kullanılır. Tasarım hatalarından kaynaklanan, sistem fonksiyonları üzerindeki potansiyel hata türleri ile ilgilenir.
2-      Proses FMEA: Tasarım HTEA ve müşteri tarafından tanımlanmış olan kalite,güvenirlik,maliyet ve verimlilik kriterlerini sağlamak için mühendislik çözümleri üretmeyi hedefleyen bir yöntemdir. Süreç FMEA tasarım FMEA sonuçlarına dayalı üretim veya hizmet sürecinin zayıflıklarını ele alır.
3-      Hizmet FMEA: Müşteri hizmetlerini geliştirmek amacıyla üretim,kalite güvence ve pazarlama koordinasyonu ile uygulanan bir yöntemdir.
4-      Software FMEA: Üretilen program kodu ile aynı görevi gerçekleştirir.
5-      Hardware FMEA: Hedefi donanım ve elektronik alanında riskleri analiz etmek,değerlendirmek ve önlem alarak kapatmaktır.
6-      Sistem FMEA: Bütün donanımların ve tasarımın tamamlanmasının sonrasında üretim,kalite güvence gibi sistemlerin akışını en elverişli hale getirmek için kullanılan bir yöntemdir. Sistem FMEA üstün bir sistemin alt sistemlerinin etkileşimlerini veya karmaşık bir sistemin çeşitli bileşenlerinin etkileşimin muayene etmektedir. Olası güvenlik açıklarının ve özellikle tek tek bileşenlerin etkileşiminden kaynaklanan ara yüzlerin belirlenmesinin hedefler veya sistemin çevre ile etkileşimini inceler.

UYGULAMA:
               FMEA uygularken ilk önce farklı şirket fonksiyonlarının çalışanlarından bir ekip kurulur. Bunlara özellikle dahil edilmesi gerekenler, yapımcı, geliştirmeci, deneyci, üretim planlayan, üretim yürüten, kalite yöneticisi vb.  Analiz sürecinin kendisi daha sonra standart formların kullanımı ile (QS-9000) ya da ilgili yazılım ile resmi bir şekilde (VDA 4.2) yapılır.

FMEA’nın içerdikleri:

·         Ele alınan sistemin sınırlaması,
·         Ele alınan sistemin yapılandırılması,
·         Yapısal elemanların fonksiyonlarının tanımları,
·         Doğrudan yapısal elemanların fonksiyonlarından elde edilen potansiyel hataların nedenlerinin,hata türlerinin ve hata dizilerinin analizi 
·         Risk değerlendirmesi
·         Öncelikli risklere önlem ve çözüm önerileri
·         Karar verilmiş tedbir ve keşif önlemlerinin izleyişi ve
·         Risk değerlendirilmesi
Hata yerleri bulunarak,türü belirleyerek,hata sırasını tarif edip sonra da hata sebebini belirleyerek potansiyel hatalar analiz edilir. Hataların olası nedenlerini belirleyebilmek için genellikle bir neden-sonuç diyagramı oluşturulur.Tespit edilen hatalardan elde edilen kanıtları önlemek için kullanmak mümkündür. Anlam, gerçekleşme ihtimali ve tespit etme oranı gibi anahtar rakamlar risk değerlendirmenin temelini oluşturur. Rakamlar 1 ile 10 arasında tam sayılı değerlendirilir ve derecelendirme katalogları yardımıyla verilir.

NORM ve STANDARTLAR
FMEAX lar için kullanıldığı duruma göre çeşitli norm ve standartlar var. Genel kullanım normu “kayıp etki analizi” adı altında 1980 da DIN 25448 ile oluşturulmuştur. Bu norm 2006 da DIN EN 60812 olarak “Hata durum türü ve hata sonuç analizi” adı altında yenilenmiştir. Bunların yanı başında bir sürü duruma mahsus standartlar var.
Design Review Based on Failure Mode (DRBFM)
DRBFM Toyota tarafından FMEA’nin değişiklikler üzerinde yoğunlaşan yönetimiyle geliştirildi. DRBFM süreç geliştirme ve kalite süreci arasındaki mesafeyi kaldırıp geliştirme mühendisi kalite sürecine doğrudan bağlayacaktır.
Hazard Analysis and Critical Control Points (HACCP)
Gıdalar HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) konseptine odaklı. Başlangıçta NASA bir satıcı ile birlikte,astronotların güvenliği sağlamak için geliştirdiği HACCP şimdi ABD’de National Academy of Sciences ve UNO’dan Food and Agriculture Organization taraflarından tavsiye ediliyor. 2006 yılından bu yana Avrupa Birliği’nde,HACCP ticaret/üretim/gıda için zorunludur.
Failure Mode,Effects,and Criticality Analysis (FMECA)
FMECA FMEA’dan başarısızlık olasılığı,analiz,değerlendirme ve beklenen  zarar konularında daha fazla gelişmiş. Ancak FMECA artık %100 FMEA içinde yer aldığı için ayrı yeten hazırlanması gerekmiyor.
Faliure Mode,Effects and Diagnostic Analysis (FMEDA)
FMEDA nicel güvenirliliklerine göre tüm elektronik bileşenleri (bir FMEA’nın sistematik hataların yanı sıra rastgele hatalarını) inceliyor. FMEDA aynı zamanda Safe Failure Fraction’u (SSF) değerlendirme boyutu olarak Functional Safety Management için IEC 61508 e göre belirleniyor.






18 Temmuz 2013 Perşembe

TRİBOLOJİ(YAĞLAMA BİLİMİ)-Araç Yağ Sistemi

TRİBOLOJİ –YAĞLAMA BİLİMİ
                Sürtünme,aşınma ve yağlama konularını inceleyen bilim dalıdır.
Tekerleğin icadıyla beraber,dönel elemanların yataklama ve bu yataklardaki aşınma problemleri ortaya çıkmış ve bunlara çare aranmaya başlanılmıştır.
İtalyan mimar ve mühendis Leonardo da Vinci(1452-1519),Fransız fizikçiler Amontons ve Coulumb çalışmalarda bulunmuştur. Coulumb sürtünme konusunda bugün de geçerliliğini koruyan sürtünme kanun’unu ortaya koymuştur.
Alman makine mühendisi Richard Stribeck(1861-1950),kaymalı yataklar üzerinde yaptığı deneylerde sürtünmeye etki edebilecek bütün değerleri sabit tutmuş,devir sayısını ve buna bağlı olarak çevresel hızı değiştirerek bugün Stribeck eğrisi olarak bilinen eğriyi elde etmiştir.
Son yıllarda Türk mühendis Ali Erdemir’in çalışmaları dünyada büyük ilgi uyandırmıştır. Erdemir,R&D ödülünü önce 1991 yılında, borik asidin motor ve makinelerde sürtünme ve aşınma özelliğini bularak,1998 yılında ise geliştirdiği atom karbon bir film kaplama ile sürtünme katsayısını sıfıra indirerek kazanmıştır. En son nano teknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşu ile R&D ödülünü 3. Kez 2003 yılında kazandı.
Şuanda bir çok şirket bu bilim dalı üzerine araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmalar genellikle sürtünme katsayısının ve aşınma oranlarının belirlenmesi,sürtünmeyi ve aşınmayı etkileyen doğal mekanizmaların bulunması, sürtünmeyi ve aşınmayı azaltacak malzemelerin veya endüstriyel yağların bulunması gibi konuları içerir.
Sürtünme teknikte, birbiriyle temas halinde olan ve birbirine göre izafi hareket yapan ya da yapma eğiliminde olan iki cismin harekete karşı gösterdikleri direnç olarak tarif edilir.  Sürtünme kinematik olarak, kayma, yuvarlanma ve kayma –yuvarlanma şeklinde olur.
Birbiriyle temas eden yüzeyler arasında izafi hareket yoksa statik sürtünmeden söz edilir. 
Sürtünme kuvveti sabit değildir. Sürtünme katsayısına bağlıdır. Sürtünme katsayısı statik sürtünme durumunda en büyük değerini alır.
Yüzeyler arasına yağlayıcı bir madde konulup konulmaması açısından sürtünme, kuru sürtünme,sıvı sürtünme ve bu iki sürtünme türü arasında kalan yarı sıvı sürtünme olmak üzere 3 durumda incelenir.
Sürtünme sonucunda aşınma meydana gelmektedir. Aşınma; hareket yapan sürtünme halindeki cisimlerin yüzeylerinde sürtünme etkisiyle oluşan istenilmeyen malzeme kaybıdır. Bunun sonucu olarak makine elemanları giderek aşınır ve fonksiyonlarının sıhhatli olarak yerine getirmez hale gelir. Belli başlı aşınma türleri:
-Adezyon aşınması: Birbirine temas eden cisimlerin gerçek temas yüzeyleri aslında çok küçük olduğundan küçük yüklerde dahi yüksek basınç altındadır. Bu durumda malzemeler plastik deformasyona uğrayarak birbirine gerçek temas yüzeylerinden mikro kaynak ile bağlanırlar. Bu sırada iki cisim arasında devam eden izafi hareket sonucu kaynak bağı kopar ve sonuçta cismin birinden malzeme kaybı oluşur.

Adezyon Aşınması
-Yorulma(pitting) aşınması: Dişli çarklar,rulmanlı yataklar,kam mekanizmaları gibi birbiriyle sürekli temas halindeki yüzeylerde sıkça görülen bir aşınma türüdür. Temas alanları küçük olduğundan basınç meydana gelir. Bu basınçlar sonucu yüzeyin hemen altında kayma gerilmelerine sebebiyet verir. Kayma gerilmelerinin maksimum olduğu noktada plastik deformasyon meydana gelir. Bu deformasyon zamanla yüzeye ilerleyerek yüzeyde çukurcuklar meydana gelir buna denir.

-Kavitasyon aşınması: Çukurlaşma; akım makinelerinin fanlarında görülebilen bir sıvı erozyonu türüdür. Kavitasyon buharlaşma basıncının altına düşen basınçlarda akışkan içinde lokal buharlaşmaların vuku bulması, daha sonra bu gaz boşluklarının çevresinde ki sıvıyla hızlıca doldurulması ve bu sırada büyük bir basınç dalgası oluşur. Bu basınç dalgası çevresindeki metale oldukça zararlar verir ve kısa zamanda kavitasyon sebebiyle fan kullanılamaz hale gelir.


Aşınmayı önlemek için araçlarda YAĞLAMA sistemi kullanılmaktadır.
Motorlarda Yağlama Çeşitleri:
1-        Çarpmalı Yağlama: Çarpmalı yağlama ile yağlanan motorlarda piston kulu kepinde yağ bulunur. Piston alt ölü noktaya indiğinde yağ kepçesi,karterdeki yağa dalarak yağı blok içinde savurur. Savrulan yağ,ana ve kol yataklarını,silindiri ve diğer parçaları yağlar. Bazı küçük iki zamanlı motorların yağlanması bu şekilde sağlanır.
2-    Pompalı ve Çarpmalı Yağlama: Pompalı ve çarpmalı yağlama, çarpmalı yağlama gibidir. Tek farkı piston kolu kepinin yağı karterden değil de küçük bir yağ pompasının yağ doldurduğu çanaklardan alarak savurmasıdır.
3-    Basınçlı Yağlama: Basınçlı yağlama sisteminde, yağ pompası kam milinde hareket alarak çalışır. Yağ pompası, karterden yağı emerek krank mili ana ve kol muylu yataklarına, külbütörlere,kam mili yataklarına ,zaman ayar dişlilerine belirli basınçta göndererek yağlanmalarını sağlar.
4-    Tam Basınçlı Yağlama Sistemi : Tam basınçlı yağlama sistemi, basınçlı yağlama sisteminden tek farkla aynıdır. Farkı, piston pimi kol burcunun,basınçlı yağ ile yağlanmasıdır. Krank milinde kol muylusunu yağlayan yağ ,piston kolunda bulunan yağ deliğinden geçerek kol burcunu da yağlar.
5-        Benzine Karıştırılarak Yapılan Yağlama: İki zamanlı, karterden süpürmeli motorların yağlanmasında kullanılır. Benzinin içinde eriyen yağ, benzin hava karışımı ile birlikte kartere alınır. Karışımın temas ettiği parçalar üzerinde yağ yapışır kalır. Benzin sıcak ortamda buharlaşarak uzaklaşır. Krank mili, piston kolu, yataklar,silindirler bu şekilde yağlanır. Bir miktar yağ da karışımla birlikte yanarak ziyan olur. Bu şekilde yapılan yağlama,parçaların yağlanması için yeterli değildir. Bu yüzdendir ki 2 zamanlı motorlar çok uzun ömürlü değillerdir.
Motor Yağları:
Ham petrolden elde edilen yağlara madeni yağ veya makine yağı denir. Bu tür yağlar motorun çalışma şartlarına uygun değildir. Motor yağlarından istenilen özellikler, madeni yağ içine karıştırılan katkı maddeleriyle elde edilir. Katkı maddelerinin yağa kazandırdığı özellikler şunlardır:
a)    Motor yağının, düşük sıcaklıklarda çok fazla kalınlaşmasını önleyerek soğuk havalarda motorun kolay çalışmasını sağlar.
b)   Motor yağının yüksek sıcaklıklarda yağlama özelliğinin kaybolmasını sağlar. Böylece piston, segman, subap gibi çok sıcak çalışan parçalar üzerinde oluşan artık maddeler (kurum, yağlı kurum) en aza iner.İş zamanında yanma sonucu oluşan su,kül,karbon ve diğer kimyasal maddelerin yağın içinde asit meydana getirmesini önleyerek motor parçalarının uzun ömürlü olmasını sağlar.
c)    Motor yağının köpürmesini önleyerek yağlamanın kalitesini iyileştirir.
Motor Yağının Görevleri:
a)    Sürtünmeyi en aza indirir. Birbirine temas halinde çalışan parçaların arasında yağ filmi meydana getirerek, sürtünmeden dolayı aşınmayı ve sıcaklığı en aza indirir.
b)   Motor kompresyonunun düşmesini önler. Segmanların silindir yüzeyinden sıyırdığı yağ,segman ile yuvası arasına dolarak kompresyon kaçağına karşı sıvı conta gibi görev yapar. Kompresyonun,piston,segman ,silindir arasından kartele kaçmasını en aza indirir.
c)    Motor parçalarının soğumasına yardımcı olur. Karteldeki yağ,motor parçalarından daha soğuktur. Yağlama sırasında parçaların üzerinden aldığı sıcaklığı kartele getirerek parçaları az da olsa soğutur.
d)   Motor parçalarını temizler. Motor yağı, yağladığı parçalar üzerinde aşınmadan dolayı meydana gelen talaşları ve yanma sonucu oluşan kurumları bünyesinde toplayarak kartele getirir. Böylece motor parçalarının devamlı temiz kalmasını sağlar.

Vizkosite ve Motor Yağları:

Vizkosite, yağların akıcılığa karşı direncini belirten bir terimdir. Bütün motor yağları S.A.E seri numarasıyla sınıflandırılır. S.A.E rumuzu Birleşik Amerika Devletleri’nde motorlu araçlar mühendisleri birliğinin (Society of Automotive Enginers) baş harflerini ifade eder. Motor yağlarının S.A.E standardı bu birlik tarafından düzenlenmiştir. S.A.E numarası küçük olan yağlar daha ince ve akıcı olur. Numarası büyük olan yağlar daha kalın ve az akıcı olur. Örnek olarak  S.A.E 10 numaralı yağ, S.A.E 30 numaralı yağdan daha ince ve akıcıdır. Motor yağları,benzinli ve dizel motorlar için ayrı özellikte imal edilir. Benzinli motorlarda :SA,SB,SC,SD gibi S harfi ile başlayan yağlar kullanılır. Dizel motorlarında; CA,CB,CC,CD gibi C harfi ile başlayan yağlar kullanılır.
Gerek benzin, gerek dizel motor yağları; yazlık,kışlık ve birleşik yağlar (dört mevsim yağları) olmak üzere  3 çeşittir.
a)    Yazlık Yağlar: S.A.E 10,S.A.E 20, S.A.E 30, S.A.E 40, S.A.E 50 numaralı yağlardır.
b)   Kışlık Yağlar: S.A.E5W, S.A.E 10W, S.A.E 20 W gibi yağlardır. W harfi kışlık yağ olduğu belirtir ve İngilizcedeki Winter dan gelmektedir.
c)    Birleşik Yağlar: Bu tip yağlar her mevsim kullanılır. Yazın yazlık yağ kışın kışlık yağ özelliğini gösterir. Ancak hiçbir zaman ne yazlık ne de kışlık yağın tam yerini tutmaz.

Motor Yağının Bozulmasının Sebepleri :
a)        Yağın Kimyasal Olarak Bozulması : Motor yağı, motor çalıştığında sıcaklığı çok yükselir. Yağın içindeki mineraller, yüksek sıcaklıklarda hava içindeki oksijenle birleşerek oksitlenir. Ayrıca iş zamanında yanma sonucu oluşan diğer kimyasal maddeler, yağla birleşerek organik asitler meydana getirir. Oksitlenme ve asit etkisiyle motor yağı özelliğini kaybederek parçaların üzerinde aşınma, oksitlenme ve sakızlaşma(reçine) meydana getirir. Sakızlaşma, segmanların ve supapların yuvasında sıkışıp kalmasına sebep olur.
b)        Yağın Fiziksel Olarak Bozulması: Emme zamanında silindire giren havanın içindeki tozlar, yanma sonu meydana gelen kurumlar ve diğer arak maddeler, parçaların aşınmasından doğan talaşlar, kartele kaçan gazların içindeki benzin veya mazot yağın kirlenmesine ve özelliğinin bozulmasına sebep olur. Gerçi yağ filtresi,yağın içindeki parçacıkların bir kısmım temizlese bile zaman içinde yeterli olamaz. İşte,yukarı ana hatlarıyla açıklanan sebeplerden dolayı motor yağı bozulur. Bu nedenle araç katalogunda tavsiye edilen sürelerde motor yağının yenilenmesi gerekir.

Motora Uygun Yağın Seçilmesi: Her motora uygun olan yağ araç katalogunda belirtilir. Bunun dışında,kullanacağımız yağa kendimiz karar vereceksek üç hususu göz önüne alarak seçimimizi yaparız.
 Bunlar;
a)        Motorun Teknik Özellikleri: Motor yüksek devirlimi ve yeni motor mu? Yeni motorlarda yağ boşluğu az olduğu için düşük numaralı yağ kullanmalıyız.
Orta devirli motorlarda ve kullanılma ömrünü ortalamış araçlarda, orta olan yağlar kullanılmalıdır.
Düşük devirli ve uzun ömür yapan araçlarda ise kalın yağ kullanılmalıdır.

Yağ Sistemi Ana Parçaları:
1.         Kartel: Kartel,motor yağına depoluk yapar, yağın soğumasına yardımcı olur ve motorun alt tarafını kapatarak toz,toprak ve benzeri yabancı maddelerin motorun içine girmesini önler.
2.         Yağ Süzgeci: Karteldeki yağın içinde bulunan büyük pislikleri süzer.
3.         Yağ Pompası: Yağı kartelden emerek belirli basınç altında yağ filtresine ve ana yağ kanallarına basar. Motorlarda dişli tip,paletli tip,rotorlu tip olmak üzere üç çeşit yağ pompası vardır.
a)      Dişli Tip Yağ Pompası: Pompa içinde birbiriyle kavranmış iki dişli bulunur. Dişlilerden birisi döndüren, diğeri dönen dişlidir. Döndüren dişli hareketini bazı motorlarda kam milinden,bazı motorlardan krank milinden alır. Dişliler döndüğünde giriş kanalından gelen ve diş boşluklarına dolan yağ çıkışı kanalına taşınır. Taşınan yağın miktarı dişlilerin dönme hızına ve yağ kalınlığına bağlıdır.
Motor yağı soğuk iken veya motor devri yükseldikçe dişlilerin taşıdığı yağ, gereğinden çok fazla olur. Yağ basıncının belirli bir değerden daha fazla yükselmesini önlemek için çıkış kanalına yağ basınç ayar supabı konur. Basınç ayar supabı pompa gövdesinden veya ana yağ kanalı üzerinde olabilir. Pompa yağ çıkış basıncı, basınç ayar supap yayının basıncını yenecek kadar yükseldiğinden supabı açarak geri dönüş yapar.
b)      Paletli Tip Yağ Pompası: Bu pompadan dişli yerine paletler kullanılır. Paletler, pompa gövdesi içinde, eksenden kaçık olarak dönen palet başlığındaki yuvalarına takılır. Yuva içindeki palet yayları, paletleri devamlı olarak gövde yüzeyi ile temas halinde tutar. Palet başlığı pompa miline bağlıdır. Mil döndüğünde paletler, giriş kanalı önünde büyüyen ve çıkış kanalı önünde sıfıra kadar küçülen bir hacim meydana getirirler. Hacmin sıfıra düşmesiyle yağ ana yağ kanalına basılır.
c)       Rotorlu Tip Yağ Pompası: İç rotor,rotor yuvasında pompa mili döndüğünde iç rotor ile çalışan dış rotor, yağ giriş kanalında büyüyen ve yağ çıkış kanalında sıfıra kadar küçülen değişken bir hacim meydana getirir. Giriş kanalında büyük hacme alınan yağ,çıkış kanalında hacmin sıfıra düşmesiyle ana yağ kanallarına basılır.

4-Yağ Filtre Çeşitleri
a)        Tek Parçalı(Atom) Yağ Filtresi :Bu tip filtreler, bir kez kullanılır. Ömrü dolduğunda atılarak yerine yenisi takılır. Yeni filtre,yerine takılırken lastik conta yüzeyi yağlanır. Bundan amaç filtrenin kolayca sıkılması ve contanın hasar görmesini önlemektir. Filtrenin kullanılma süresi katalogla belirtilir.
b)   Elemanı değiştirilebilir Yağ Filtresi: Genel olarak kapalı bir kutu içinde olur. Özellikle motosikletlerde daha sık rastlanır. Dışarıdan kapağı sökülmek suretiyle, içerideki filtre açığa çıkarılır.
Motorlarda Yağ Dolaşımı:
Motorda yağ dolaşımı, yağ pompasının bastığı yağın, yağ filtresinde temizlenmesi önceliğine göre iki şekilde olur. Bunlardan birisi kısa devreli diğeri ise tam akışlı yağ dolaşımıdır.
a)        Kısa Devreli Yağ Dolaşımı: Kısa devreli yağ dolaşımında,yağ pompasından gelen yağ,filtrede temizlendikten sonra motor parçalarını yağlar. Filtrenin kirlenerek tıkanması halinde motorun yağsız kalmasının önlemek için,filtre kısa devre supabı açılarak yağın doğrudan ana yağ kanalına gitmesi sağlanır.
b)        Tam Akışlı Yağ Dolaşımı: Tam akışlı yağlama dolaşımında, yağ pompasından gelen yağ, filtreden temizlendikten sonra motor parçalarını yağlar. Filtrenin kirlenerek tıkanması halinde motorun yağsız kalmasını önlemek için,filtre kısa devre supabı açılarak yağın doğrudan ana yağ kanalına (motora) gitmesi sağlanır.
4-Basınç Ayar Supabı:Yağ pompası tarafından yağ kanalına basılan yağın, basıncını istenilen değerde kalmasını sağlar. Ayar vidası,basınç yayı ve basınç supabından meydana gelir.
6-                  Yağ Basınç Göstergesi
7-                  Yağ radyatörü